Aklı Florya’da, bedeni Fransa’da olmaz
Avrupa Şampiyonası için Fransa’da bulunan milli takımımızın havasında bir gariplik var bu sene. Sanki her Avrupa şampiyonasına katılıyormuşuz gibi, sanki her turnuvanın müdavimiymişiz gibi bir rahatlık var takım üzerinde.

Aklı Florya’da, bedeni Fransa’da olmaz


Zaten turnuvalara fazla katılamıyoruz. Katıldığımız Avrupa Şampiyonası ya da Dünya kupalarının kıymetini bilmemiz lazım.

Aslında az katılıp, bir dünya üçüncülüğü ve bir de Avrupa üçüncülüğü çıkarttığımız ayrı bir gerçek. Ancak Fransa’da yapılan Avrupa şampiyonası için milli takımımızın konsantrasyon açısında çok alt seviyede olduğunu gözlemliyorum.

Tabii ki biz futbolun teknik, taktik, kurgu anlamı her zaman öne çıkartırız. Motivasyon ve konsantrasyonun destek unsur olduğunu söyledik bugüne kadar. Ancak bugün, gördüğümüz milli takım maç konsantrasyonundan ziyade, böyle önemli bir şampiyonaya katılmış olduklarının farkında değiller gibi. Bunu sağlaması gereken birkaç unsur var ama unsurların tepesindeki isim Fatih Terim olmalı. Ancak onu da bu konuda formsuz görüyorum.

TERİM’İN AKLI GALATASARAY’DA GİBİ

Zor bir gruptayız ve bu grupta dördüncü olursak şaşırmam. Ama grupta  dördüncülük gelse dahi, futbol kırıntılarını bile ortaya koyamadan ayrılma endişesi bizleri fazlasıyla üzüyor.

Bunda en önemli etken, Fatih Terim’in de ‘sanki şampiyona oynamıyormuş’ gibi olan görüntüsüdür. Terim’in dağınıklığı var, diğer milli takım süreçleri ve şampiyonaların aksine.

Çok sevdiği, belki bir gün başkanlık yapmayı hayal ettiği Galatasaray’ın içinde bulunduğu sıkıntılı duruma üzüldüğünü de biliyorum. Galatasaray’ın büyük mali sıkıntılar yaşadığı bir dönemde, hoca bile bulmakta zorlandığı bir dönemde Sarı-Kırmızı eşofmanları sırtına geçirip takımın başına geçmek arzusu depreşmiş durumda.

Zaten hocanın aklı Florya’da, bedeni Fransa’da gibi. Verdiği demeçler hep Türkiye’ye yönelik olmaya başladı. Dünya Kupası’na katılması için ‘milli takım benli ya da bensiz gidecek’ ifadesini kullanması, basın mensuplarıyla birlikte fotoğraf çekilirken, ‘hepiniz kareye girin, bir daha böyle bir fotoğraf bulamayabilirsiniz’ demesi, turnuva bittikten sonra görüşmelere yapabileceği imaları Terim’in şampiyonaya yeterli motivasyonu sağlayamadığını gösteriyor.

Futbolculardan bazılarının eşleriyle yaşadığı aile içi özel sıkıntılar, transferi bitmeyen futbolcunun stresten mide ağrıları geçirerek idmanlara çıkmaması, bazı oyuncuların transferler için kamptan ayrılması gibi, olmaması gereken bir çok şey yaşandı milli takımda.

Her zaman son saniyeye kadar milli takımdan beklentisi yüksek olan bizim gibi milli takım sevdalılarına daha ilk maçtan karamsar havayı verdiler. Bu da ayrıca üzüntü verici bir durum.

HOLLANDA DEPLASMANI GİBİ OYNAMALI

Milli takımı grup eleme maçında Hollanda deplasmanında çok iyi bir savunma yapmıştı. Alan savunmasını üst düzeyde gerçekleştirmişti. 4-6-0 moda tabiriyle oynamış, kontradan gol aramıştı.

Ve maçın ilk yarısında Burak Yılmaz’ın attığı golle de öne geçmiş ve bu üstünlüğünü maçın son dakikasına kadar korumuştu. Ancak Snejder’in attığı golle berabere kalarak dönmüştü. Alınan bir puanla en iyi üçüncü olmayı başardı.

Bu nedenle Cuma akşamı İspanya ile oynanacak olan maçta da milli takım Hollanda deplasmanında oynadığı gibi, öncelikle iyi bir alan savunması yapmalı, kademeli oyun ve arkadaşına yardım ederek oynamalı. Çünkü alınabilecek bir puan çok önemli. Ardından Çeklere karşı alınacak galibiyet en iyi üçüncü olmayı sağlar.

Biz millilerden umudumuzu kesmek istemiyoruz. Ama onlarda da biraz olsun umut kırıntısı görmek istiyoruz. Acaba çok şey mi istiyoruz?

 


Tarih: 16.06.2016 15:32
Kaynak: İSEDERİ TÜRKİYE GÜNDEMİ

Editör: Sabri KÖNTEK