Bugun...


Başbakan Davutoğlu'ndan Polis Akademisi'nde 'paralel yapı' mesajları
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türk Polis Teşkilatının 171'inci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Polis Akademisi Başkanlığında düzenlenen törende konuştu.

Başbakan Davutoğlu'ndan Polis Akademisi'nde 'paralel yapı' mesajları
+ -

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türk Polis Teşkilatının 171'inci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Polis Akademisi Başkanlığında düzenlenen törende konuştu. Başbakan Davutoğlu, paralel devlet yapılanmasına ilişkin mesajlar verdi, uyarılarda bulundu.

Davutoğlu'nun açıklamasından satır başları;

Polis teşkilatı temel arayışa cevap olarak doğmuştur. Güvenliğin olmadığı yerde kutsal mesleklerin ifa edilmesi imkansızdır. Bu millet sizin varlığınızla kendini güvende hissetmelidir. Kudretin ve şefkatin halk nezdidinde en görünür olduğu meslek polis mesleğidir. Sizler halk nezdinde devletin kudret ve şefkat yüzünü göstermek için yola çıkıyorsunuz. Devletin itibarını siz temsil ediyorsunuz. İfa ettiğiniz görev toplum nezdinde en görünüdür. 

"POLİS TEŞKİLATIMIZA BÖLGESEL TARAFGİRLİK YAKIŞMAZ"

Bizim polis teşkilatımız milletten çıkmıştır. Halkın üstünde bir güç kaynağı değildir. Bazı devlet yapıları vardır ki, belli bir kesimden, belli bir inançtan gelmiş olabilir. O devletlerin güvenliği sağlamaları da, halkın bütününü kuşatması mümkün değildir. Siz 78 milyonu hep beraber temsil ediyorsunuz. Polis teşkilatımıza bölgesel tarafgirlik yakışmaz, söz konusu da olmaz. Vatandaşı sadace vatandaş olarak göreceksiniz, kendinizi de 81 ildenmiş gibi görevinizi ifa edeceksiniz. Suriye'de ya da Irak'ta güvenlik yapıları etnik temele dayandığı için güvenliğini koruyamıyorlar, koruyamazlar. Halkın içinden çıkmakla sorumlu olmakla birlikte, halka verdiğiniz imajla da sorumlusunuz. Vatandaşlarımıza seslenmek isterim ki, ne olur çocuklarınızı polisle korkutmayın. Abi, kardeş kucağıdır.

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU POLİSLE İLK TANIŞMASINI ANLATTI

Herkesin polisle ilk tanışması vardır. Konya'dan İstanbul'a geldiğim zamanlar. Okuma yazmayı öğrenmişim, Yenikapı Sahili'nde yürüyüruz. Yerde gördüğüm gazeteyi okuyorum. Başımı kaldırdığımda ailemden kimse yoktu. Anne, baba diye bağrışımı duyanlar dükkana götürdü beni. Apartmanın da sadece adını hatırlıyorum. Bakkal amca karakola götürdü. O polis amcanın elimden tutuşu hala aklımda. Bir baba sıcaklığını hissetmek... Beni götürdüler, şeker ikram ettiler. Sonra babamı bulmuşlar, eve gittik. O iltibaa polise bakışımı oluşturdu. Gençlere, çocuklara muhabbetle bakın. Sizin gözünüzde güven hissetsinler.

"DEVLET İLE VATANDAŞ BİRBİRİNDEN AYRI DEĞİLDİR"

Kamu düzenini mutlak suretle ikame edeceksiniz. Sadece devlet otoritesi demedim. Israrla kamu düzeni diyorum. Kamu düzeni hepimizin içinde olduğu düzendir. Devlet ile vatandaş birbirinden ayrı değildir. Devletin esası insanın onurunu korumaktır. Devlet otoritesi demeye başladığınızda, otorite kullanma hakkını kendinde görürsünüz. Kamu düzeni dediğinizde, hiçbir vatandaşın birbirinden ayırt edilmeyen bir düzen ortaya konulur. Kamu düzenini kim tehdit ediyorsa, 78 milyonu tehdit ediyordur. Bizim görevimiz, sizin göreviniz bulunduğumuz makamı güç kaynağı olarak görmek değil, vatandaşımız için güç kaynağı olarak görmektir. Sizler başkaları uyuyabilsin diye uyumayanlarsınız. Sizler kendi güvenliğinizi, canınızı ortaya koyanlarsınız. 

"ATEŞ ÇEMBERİNİN ORTASINDAYIZ"

Bugün terörle mücadele sınavından geçiyoruz. Bir vatanın birliğinin, beraberliğinin mücadelesidir. Sizden beklentilerimiz çok. Terörle mücadele konusunda da bazı hususları paylaşmak istiyorum. Terör tüm dünya için en büyük tehditlerden biridir. Paris, Brüksel de İstanbul ve Ankara gibi terör saldırılarına maruz kaldı. Bizim bir farkımız var, biz ateş çemberi içinde mücadele ediyoruz. Büyük tarihin eşiğindeyiz. Bir milletin bekaa, istiklal mücadelesi için bu mesleği seçtiniz. Güçlü bir demokrasi, sağlam bir ülke bütünlüğü için göreve başlayacaksınız.

"GEÇİCİ HÜKÜMET BAŞBAKANI OLARAK OPERASYON TALİMATI VERDİM"

Terörle mücadele konusunda gün geldi büyük fedakarlıklar yaptık, gün geldi ihanet şebekelerine karşı mücadele ettik. Bir bahara giriyoruz ama baharı karartmak isteyenler var. Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde başlayan, ülkemizde kalıcı bir barışın egemen olmasını istediğimiz dönemde, 7 Haziran'da birileri Türkiye'yi zaafa uğratmak istedi. Suruç'ta DAEŞ, PKK Adıyaman'da askerimizi şehit etti, DHKP-C İstanbul'da silahlı gösteri yapmaya çalıştı, ertesi gün Ceylanpınar'da iki polisimiz şehit edildiler. O gün tarihi bir eşikte, tarihi bir karar vermek durumundasınız. Geçici bir hükümetin bir başbakanı olarak 23 Temmuz'da Türkiye çapında güvenlik operasyonlarını başlatma talimatı verdim. 

"SİZLERE GÜVENEREK BU MÜCADELEYİ NETİCELENDİRECEĞİZ"

Biz böyle mücadele ederken, bu kararlılığı gösterirken, terör örgütü hakkımızda değişik ifadeler kullanırken, rahatsız olan başka bir kesim daha çıktı. Terörle mücadele konusunda hükümet olarak, şahsen, güvenlik güçlerimiz olarak üstlendiğimiz risklerin binde birini üstlenmemişler, ahkam kesmeye kalkıyorlar. Biz o talimatı, 3 günü değil, 3 asrı hesap ederek verdik. Türkiye Cumhuriyeti topraklarının her bir şehri, her bir dağı, her bir santimetrekaresi terörden temizlenene kadar mücadele edeceksiniz. Bu kararlılığımızdan bir adım geri atmadık. 28 Ağustos'ta kırsal alanda daha etkili mücadele etmemiz söz konusu olduğunda kolordulara talimat verirken siyasi ve hukuki riski aldım. Sizin nezninizde tüm milletime seslenerek ifade ediyorum, terörü bu topraklardan temizleyecek bir hükümet, bir silahlı kuvvetlerimiz ve emniyet teşkilatımız var. Güvendiğim tek şey milletmiz ve silahlı kuvvetlerimiz ile emniyet teşkilatımızdı. Sizlere güverek bu mücadeleyi neticelendireceğiz.

"POLİS VE ASKER ARASINDAKİ KOORDİNASYON GURUR VERİCİ"

Güvenlik bir bütündür. Asker, jandarma polis işbirliği ile yapılır. Devlet tek bir yapıdır. Devlet kurumlar arasında paylaşılmaz. Güvenlik herhangi bir şekilde paylaşılarak riske edilemez. Bu anlamda bizim son operasyonlarda en çok gurur duyduduğumuz operasyonlardan birisi asker ve polis arasındaki yakın koordinasyon ve işbirliğidir.

PARALEL YAPI UYARISI

Halktan meşruiyetini almış bir siyasi iktidar varken onun atadığı bakanlar varken eğer memur başka bir yerden emir alırsa mesleğine ihanet etmiş olur. 17-25 Aralık'ta kendi amirinden saklayarak operasyon yapmaya kalkanlar çıktı. Niyetleri iktidarı görev mahalinden uzaklaştırmaktı. Halkın oyları ile iktidara gelmiş, 7 düvele karşı bu ülkenin menfaatini korumuş bir başbakanın odasına böcek koymak. Dışişleri Bakanlığı'nın odasına böcek koymak ihanetin ta kendisidir. Bundan sonra benzer olayların olmaması için de biz size inanıyoruz. Eğer biri derse ki amirini değil de şu zatı dinleyeceksin derse dönüp ona talimat vermek istiyorsan çıkar cübbeni gir seçime, halktan destek al ve ondan sonra bana talimat ver diyeceksiniz. 

KÖKLÜ DEVLET GELENEĞİ

Türkiye Cumhuriyeti devleti çok köklü bir devlet geleneğine sahiptir. Devletin sürekliliği devam etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken İstiklal savaşı verdik. Bu İstiklal savaşının başarılı olması için dua edenler Hint Müslümanları da vardı. Tüm varlıklarını Anadolu'ya gönderdiler. Afrikalı Müslümanlar, Balkanlarda bıraktığımız evlad-ı fatihanlar. Biz o dualarla o imkanlarla, şehitlerimizin gayretleri ile cumhuriyetimizi kurduk.  

Mazlum milletler yeni sınavlarla karşı karşıya. Suriyeli bir mesaj gönderdi. Hala gözümün önünde. Türk kardeşlerimiz oylarını sandığa kullanırlar biz ise avuçlarımızı açıp semaya doğru dua ederek oylarımızı kullanırız dedi. 

Dışarıdaki mazlum milletlerin emniyet teşkilatlarına katkıda bulunmak için çabalarımız var. Şu anda binden fazla polisimiz dünyanın her köşesinde görev ifa ediyor. 




Kaynak: http://www.ajanshaber.com/basbakan-davutoglu-konusuyor-haberi/343251

Editör: Sabri KÖNTEK

Bu haber 756 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
VİDEO GALERİ
YUKARI